top of page

Eğitim Sistemimiz

“Nesneleri tanıyabilmek için, kişi onlarla uğraşmalı, onlarda değişiklik yapmalı, yerini değiştirmeli, birleştirmeli, ayırmalı, tekrar birleştirmelidir. Bilgi, kişinin nesnelerle olan ilişkilerinden doğar” – Jean PIAGET

Sare Şafak Anaokulu’nda eğitim programı, çocuklarımızı gelecekteki dünyaya hazırlarken onların 21. yy. becerileri ile donatılmasını hedefler.

Okul öncesi eğitim uzmanları tarafından, eğitim modelleri araştırılarak, seçicilik anlayışı ile her yaş grubu için özel olarak hazırlanmış, çağın değişimlerini takip eden, yenilikçi akımlara açık, Millî Eğitim Bakanlığı mevzuatı ile de uyumlu, çağdaş, özgün bir eğitim programı uygulanır. Programımız eğitimin sürekliliği ilkesine uygun olarak ilköğretime hazırlayıcı nitelik taşır. Çocuklara etkin sorgulama ortamı ve çok yönlü öğrenme deneyimleri sunarak derinlemesine öğrenme, farklı zekâ alanlarının, yaratıcılıklarının, fiziksel, sosyal, duygusal, akademik ve kültürel gelişimlerini karşılamayı hedefler.

 

Temel olarak Çoklu Zekâ Kuramı üzerine kurulu programımız High/Scope Eğitim Yaklaşımı, Etkin Öğrenme Modeli ve Duygu Düzenleme Programı ile uyumlanarak seçici bir yaklaşımla uygulanır.

Çoklu Zekâ Kuramı 

Psikolog Howard Gardner’ın geliştirdiği kurama göre, insanlar doğuştan 8 zekâ alanına sahiptir.

Sözel–dilsel zekâ, mantıksal–matematiksel zekâ, görsel-mekânsal zekâ,

bedensel–kinestetik zekâ, müziksel-ritmik zekâ, sosyal zekâ, içsel zekâ, doğasal zekâ.

Gardner zekayı problem çözme ve zengin içerikli yeni ürünler ortaya çıkarma kapasitesi olarak tanımlar. Bu bağlamda insanların sahip oldukları yetenek ve potansiyelleri “zekâ alanları” olarak tanımlar. Zekâ alanları her zaman birlikte çalışır ancak her çocuğun güçlü, öğrenebildiği, yetenekli olduğu alanlar ve zayıf olduğu alanları vardır. Çoklu Zekâ Kuramında “Eğiticiler (öğretmenler) bir konuyu çok çeşitli yollarla öğretebilen kişiler” olarak tanımlanır. Eğitici tüm zekâ alanlarına eşit derecede önem vermeli, tüm zekâ alanlarını harekete geçirecek materyallerle farklı etkinlikler planlamalıdır. Böylece güçlü olan zekâ alanlarının yanı sıra zayıf olan zekâ alanları da desteklenir ve geliştirilebilir.

High/Scope Eğitim Yaklaşımı

High/Scope eğitim yaklaşımı, 1962 yılında ABD’de David P. Weikart ve meslektaşları tarafından geliştirilen, erken çocukluk döneminde “etkin öğrenme” kavramını temel alan eğitim yaklaşımıdır. Bu yaklaşım çocuğun, kendi tercihlerini yapması, karar alma mekanizmasını geliştirmesi, sorumluluk almayı öğrenmesi, öz disiplin ve yeteneklerinin geliştirmesine imkân verir. Böylece çocukların yaratıcı, girişken, sorgulayıcı, kendini rahatça ifade edebilen, başkalarının görüşlerine açık bireyler olarak yetişmeleri teşvik edilir.

 

Etkin (Aktif) Öğrenme Modeli

Aktif Öğrenme Modeli çocuğu merkeze alır, çocuk öğrenme sürecine doğrudan ve aktif olarak katılır, tartışır, inceler, problem çözer, zihinsel yetilerini kullanır, yaparak yaşayarak öğrenir. Aktif öğrenme modeli çocukların bireysel farklılıklarını ve öğrenme stillerini dikkate alır. Bireysel ve grup çalışmaları ile bağımsız ve işbirlikçi öğrenme becerileri geliştirir. Bilgiye ulaşma, yeni ve eski bilgileri yapılandırma ve kullanmayı öğrenir.  

Aktif Eğitim Modeli Çocukların;

  • Eleştirel düşünme

  • Öz yönetim

  • İletişim

  • Araştırma yapma

  • Problem çözme

  • Esneklik

  • Kendini geliştirme

  • Sorumluluk alma

  • İşbirlikçi çalışma

  • Uyum sağlayabilme

  • Öğrenmeye yönelik merak

  • Mantıksal akıl yürütme özelliklerin ortaya çıkarılmasına ve yetkinleşmesine odaklanır.

 

Duygu Düzenleme Programı

Duygu düzenleme son yirmi yıl içinde ruh sağlığı alanında yaygın bir şekilde ele alınan olgulardan biri durumuna gelmiştir. Bunun nedenlerinden biri de günümüzde birçok kişinin duygularını sağlıklı yollarla algılama, adlandırma, kabul etme ve düzenleme zorlukları yaşamasıdır.

Duygular; kişinin içinde var olan değerleri harekete geçirir, davranışlarını şekillendirir ve çevrelerini etkiler (Cooper, 1999). Dolayısı ile duygular, kişinin çevreye uyum sağlaması ve amaçlarını gerçekleştirme sürecinde oldukça önemlidir.

Hem olumlu hem olumsuz duygunun dışa vurumunu uygun şekilde yönetmek, duygu sonucu sergilenecek davranışları kontrol etmek ve böylece sosyal açıdan uyumlu davranışlar göstermek duyguların düzenlenmesiyle gerçekleşmektedir (Bronson 2000)

Duyguları ifade etme, anlama ve düzenleme becerisi gelişmiş çocuk kendine yönelik farkındalık geliştirir, başkalarını anlama, etkileşimde bulunma, sorun tespiti ve sorunu çözme becerileri ve dolayısı ile yaşam becerileri geliştirir. Küçük çocukların günlük hayatta yaşadığı farklı duygular sorunlarla başa çıkma kapasitesini arttırır (Bradly, 2019).

Anaokulunda çocuk grup ortamında bulunur ve bu sosyal ortamda bulunmak çocuğun kendi istekleriyle diğerlerinin istekleri arasında denge kurmasını, diğerlerinin duygularını anlamasını ve bu duygulara cevap vermesini, kendi duygularını yönetmesini gerektirir.

Anaokulunun sunduğu bu sosyal ortamda uygulanacak eğitim programının duygulara yönelik çalışmalara yer açması, çocukların kendi duygularını kontrol edebilmeleri, iletişim ve problem çözme becerilerini geliştirmelerine katkı sunması önemlidir.

Çocuklarımızın hem kendi içinde hem de başkalarıyla birlikte var olduğu dünyada yaşam becerileri geliştirmesinde ve mutlu olmasında rol oynayan Duygu Düzenleme programı, Eğitim programımızın öncelikli alanlarındandır.  

bottom of page